28 Kasım 2007 Çarşamba

Müzik gençleştirir..

MÜZİKLE GENÇLEŞİN..

Müzik beynimizde öyle bir yolculuk yapar ki, pek çok hassas noktaya erişir ve dokunur. Bu nedenle çok geniş bir alana hitap eder. Hayatınıza yapıcı bir müzik katarak ve aktif olarak dinlediğiniz süreleri uzatarak yaşamın lezzetini arttırmak ve gençleşmek mümkündür.

Gelin sizinle hoş, melodik bir deney yapalım; Çok sevdiğiniz bir müziği seçin ve dinlemeye başlayın. Öyle bir parça olmalı ki, gerideki bir fon müziği gibi kalmamalı ve sizi etkisi altına almalı. Sonra kendinizi ona bırakın, Notalar, sözler içinizde serbestçe dolaşmaya başlasın.. İster dans edin, ister elinize kahve fincanını alıp hülyalara dalın, ister düşüncelere..
Ne isterseniz yapın ama bu arada bir kere de aynaya bakmayı ihmal etmeyin. Peki, nasıl görünüyorsunuz?

Ben size söyleyebilirim; Yüzünüzdeki tüm gerginlik gitmiş, hatlarınız yumuşamış, dudaklarınız sanki dolgunlaşmış, tatlı bir tebessümle aralanmış ve gözleriniz pırıl pırıl, bakışlarınız ise derinleşmiş.. Falcı değilim ama bu tahminimden kesinlikle eminim. Çünkü bu yazdıklarımı destekleyen pek çok araştırma yayınlandı.

KÜÇÜK MUTLULULARIN BÜYÜK YARARLARI

İşte bazen böyle küçük keşifler bize büyük ipuçları verir. Aynı yaşamın küçük mutlulukların toplamından başka bir şey olmaması ve bunun farkına vardığımızda hayatın alabildiğine coşması gibi. Değişen bir şey yoktur ama bakış açısı! İste o her şeye bedeldir!

ANTİ AGİNG ETKİ..
Diyeceğim o ki, müziğin üzerinizdeki etkisini arttırabilir; müthiş bir vitamin, olağanüstü bir krem, bir kadeh şarap veya kozmetik işlemler gibi ondan yararlanabilirsiniz..
Yalnız yüzünüz değil tabii; o derin gevşeme, müziğin kaslarınızda, dokularda ve bakışlarınızdaki akışı, vücudunuzun derinlerinden yükselen o kıpırtı ve canlılık..
Bunlar nereden çıkıyor sanıyorsunuz? Hepsi sizin, tamamen sizin ama harekete geçmek için küçük uyarılar bekliyor..

İnsanın duygularını müzik kadar çabuk değiştiren başka ne vardır acaba? Anında eritir hüznü, düşünceleri, depresyonu notalar.. Müzik sanki sindirim sistemine hiç girmeden, hemen kana hemen karışan bir iksir gibidir..

MÜZİK EN ESKİ REHABİLİTASYON SİSTEMİDİR

Müzik en eski çağlardan bu yana, belki de 6000 yıl önce bir tedavi sistemi olarak kullanılmış. Tıp biliminin babası sayılan Hipocrates de bazı hastalıkları tedavi etmek için müzikten yararlanmış.
Eskiden o kadar kolay değilmiş müzik dinlemek, adamakıllı imtiyazlı bir durummuş. Ama belki de insanlar müzikten daha etkin bir şekilde yararlanmayı biliyorlarmış.

MÜZİK TERAPİSİ BİR BİLİM DALIDIR
Uzun süre unutulan müzik terapisi, yirminci yüzyılda batıda yeniden keşfedildi. Kısaca bir göz atacak olursak, 1947’de ABD’nin Michigan Devlet Hastanesi’nde müzik tedavi programına alınır. Böylece bu konuda araştırmalar hızlanır. Depresyon, şizofreni, zeka geriliği, alkol ve madde bağımlığı ile mücadelede müzikle tedavi yöntemine başvurulur. Yeni teknik ve pratik uygulama biçimleri geliştirilir. Nihayet , Amerikan Müzikterapi Birliği 1997’de bir tanımlama yaparak son noktayı koyar: “Müzikterapi, bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılamada müziği ve müzik aktivitelerini kullanan uzmanlık dalıdır.” Böylece müzikle tedavi bir bilim dalı olarak kabul edilir.

Batı dünyası 20. yüzyılın ortalarında keşfettiği müzikle tedavi ya da terapiyi, alternatif tedavi yöntemi değil, geleneksel tıbba uygun ve kuralları kendine has bilimsel bir tedavi yöntemi olarak kabul etmektedir. Bugün Batı’da hastane, klinik, gündüz bakımevi, okul, madde bağımlılığı, obezite, anti aging merkezi gibi yerlerde 5 binden fazla uzman, müzik terapisi alanında hizmet veriyor. .

MÜZİKLİ REÇETELER!

Batıda yapılan sayısız çalışma, müziğin etkin bir ilaç olduğunu gösteriyor. Son yıllarda müzik ve beyin araştırmalarında çok ilginç veriler toplandı. Müziğin, özellikle serotonin, norepinefrin, dopamin, melatonin, kortizol, adrenalin, testosteron gibi psikiyatrik hastalıkların, depresyon, obezite ve yaşlanma ile ilişkili hormonlara; kan basıncı, solunum ritmi, solunum kalitesi, nabız sayısı gibi fizyolojik olaylara olumlu etki yaptığı kanıtlandı.

Örneğin;
• Müzik kan dolaşımını canlandırır
• Tansiyonu düzenler
• Ağrı ve sızıları hafifletir
• Fiziksel travmaların kolay atlatılmasını sağlar
• Zihni sakinleştirir
• Yıpratıcı düşünceleri uzaklaştırır
• Uyku sorunlarını çözümlemekte yardımcı olur
• Hafızanın gelişmesine katkısı olur.
• Cinsel potansiyeli arttırır
• Neşe ve coşku verir
• Solunumu geliştirir
• Kasları güçlendirir
• Yaratıcılığı arttırır
• İletişimi kolaylaştırır
• Kalp krizini önleyebilir
• Ruh halini ve morali yükseltir
• Gerginliği yatıştırır
• Depresyonu geçirir
• İştahı düzenler
• Doğumu kolaylaştırır
• Anne sütünün çoğalmasını sağlar , bebeklerin yatışmasını ve huzurlu yetişkinler olmasını sağlar.
• Ve insanları gençleştirir..

Tabii biliyorsunuz bitkilerin sağlıklı büyümesine de yardımcı olur.

Yukarıda saydığım tüm etkenler, gevşeme, stresin hafiflemesi, canlılık, vücudumuzun olumlu tepkileridir. Bağışıklık sistemini canlandıran, her türlü iyileşmenin yolunu açan tepkilerdir.

MÜZİK VE YAŞAM KALİTESİ
Yaşam kalitesi öyle geniş bir alanı kapsar ki; moral, özgüven, günlük düzenimiz, genel iyilik ve üretkenlik hali, iletişim becerileri, olumlu bakış açısı, düzgün uyku, sağlıklı beslenme, doyumlu hayat vs vs.

Kuşkusuz bazı müzik parçaları tüm bu olumlu etkileri yaratırken, kimisi de büsbütün bizi tahrik eder ve içimiz allak bullak bir hale getirir. Müziğin ritm ve tonu bizi dinlendirebileceği gibi, gerginliğe de yol açabilir.

Müzik beynimizde öyle bir yolculuk yapar ki, pek çok hassas noktaya erişir ve dokunur. Bu nedenle çok geniş bir alana hitap eder. İnanın hayatınıza yapıcı bir müzik katarak ve aktif olarak dinlediğiniz süreleri uzatarak yaşamın lezzetini arttırmak ve hatta gençleşmek mümkündür.

Dr. Yasemin F. Amato

NOT: Bu yazıdan yararlanmak istiyorsanız lütfen Dr. Yasemin F. Amato'ya ait olduğunu belirtiniz ve kaynak gösteriniz.

Hiç yorum yok: