SÜTYENLERİN YÜKSELİŞ ÖYKÜSÜ
Omuzlardan kayıveren incecik askıların ortaya çıkardığı sırlar, derinden öte dekolteler yada dekoltenin sınırları, silikonlar, ameliyatlar vs vs.. Kadınlar, erkekler, bebekler ve herkes için bir anlamı var göğüslerin.
Ya sütyenlerimiz? Hiç merak ettiniz mi, ne zaman başladı bütün bunlar?
Sutyenin öyküsü, bir özgürlük, bir yükseliş, bir yükseltme yada yüceltme öyküsü! Bugün sizinle kadınların o çok özel iç çamaşırları, yani sütyenler üzerine biraz fantezi yapalım. Nasıl olsa saklayacak bir şeyimiz kalmadı. Sutyenlerimizin de yardımıyla göğüslerimizi yiğitçe açarken, bu özgürlüğümüzün ve birer sanat eserine yada teknoloji harikasına dönüşen sutyenlerimizin nasıl ortaya çıktığını gözden geçirelim..
Antik Çağda göğüsler adeta kutsaldılar:
İsa’dan önce 2500’lerde Helenistik kültürlerde kadınlar hala saygındılar. Ve aynı bugünkü gibi insanlar göğüslere hayranlık duyarlardı. Yunan heykellerine bakarsanız, o idealize kadın figürlerinde göğüslerin adeta
kutsal olduğunu anlamanız zor değildir. Giysili de olsa, çıplak da olsa göğüsler hep ön planda işlenmiştir. Bu çağda göğüsler artık bir bereket sembolü olmaktan çıkarken, sexüel bir simgeye doğru ilk dönüşüm başlar. Böylece onları daha güzel gösterecek sutyenler de ortaya çıkar. Tabii bunlar şimdi bildiğimiz sutyenlerden çok farklıdır. Bu sutyenlerin amacı göğüsleri olabildiği kadar yukarı kaldıracak şekilde sarıp sarmalamak ve tüm şahaneliği ile giysilerden taşmasını sağlamaktır.
Öte yandan Çinde, Moğolistan civarında yapılan bir mezar kazısında, 1000 yaşında bir sutyen bulundu. Yani İ.S. 1000 li yılların başlarına ait. Sütyen altın renginde ipek kumaştan, omuza asılan askıları ve sırta geçirilen bir bandı var..Bu model Avrupa’da ancak 19. yüzyılda görülmeye başlanmıştı. Uzak Doğudan hep böyle ilginç, şaşırtıcı buluşlar çıkıyor.
Güçlü imparatorluklar ayıpları arttırdı:
Biz yine Batıya dönersek, daha sonraları devam eden Yunan ve Roma toplumlarında erkek egemenliği daha da gelişti. Bu dönemde kadın güzelliği saklanmaya, göğüsler sargılanmaya, bastırılmaya başlandı. Yeni ve tutucu bir dekolte anlayışı yerleşti. İşin garibi yalnız kadınlar değil, erkekler de göğüslerini sarmaya başladılar. Bu yeni göğüs modeli çağlar boyunca çeşitli şekillerde devam etti. Ta ki 19.yüzyıla gelinceye dek…
19. yüzyılda Paris’te esen moda ve özgürlük rüzgarları:
Bu çağda kadınlar kendi haklarının yeniden farkına varmaya başladılar.
Özgür olmak, dilediklerini giymek, rahat olmak istediler. Artık ne giyeceklerine erkeklerin karar vermesinden bıkıp usanmışlardı! Ve sımsıkı korselerden, bandajlardan kurtulup daha rahat iç çamaşırlarına yöneldiler. Bu ihtiyaç doğal olarak, kendi kreasyonlarını yaratmaya başladı.
1863 yılında korse yerine giyilen “göğüs destekleri” için ilk patentler alınıyordu. Aynı yıl ABD de günümüzdeki sutyenlere benzeyen göğüs destekleri için 1200 patent verildi. Bu gelişme “korseleri atıp sütyen kullanmak modası”nın kapılarını ardına kadar açtı.
Örneğin 1893 yılında Marie Tucek adlı “göğüs destekleme” çamaşırları markasının modeli şöyleydi: Göğüslerin içine yerleştirileceği iki torba yada boşluk, omuzlara askılarla tutturuluyor ve sırtta bir çengelle kapanıyordu. Günümüzdeki sutyenlere oldukça yakın bir çözüm değil mi?
19 yy. daki bir başka gelişme de yapay memelerdi. Önceleri sutyenin
içine koyulan yün pedler kullanıldı. Sonra yine Fransız kadınlar kauçuk pedler bulup kullanmaya başladılar. Bu pedleri takanlara “limon göğüslü kadınlar” deniyordu. Gerçekten de göğüsler limon biçiminde görünüyordu. Yün yada kauçuk derken, toplum dolgulu sutyenlere de alışmaya başlamıştı..
Modern sutyenler ortaya çıkıyor:
Modern anlamdaki ilk sutyenlerin ortaya çıkışı 1913 yılında oldu. Mary Phelps Jacobs adındaki bir kadın, ipek mendiller kullanarak kendine bir sutyen dikti ve onu hafif bağcıklarla boynuna tutturdu. Bu buluş çevresindeki kadınların o kadar hoşuna gitti ki, birçok insan aynısına sahip olmak istedi. Bunun üzerine Mary Phelps Jacobs, yakınlarına sutyen dikmeye başladı. Günün birinde bir mektup aldı. Meçhul bir yabancı, buluşunu satın almak istiyor ve karşılığında yüklü bir para teklif ediyordu.. Mary hemen patronlar çizip gönderdi. Böylece herşeyin yönü değişti. Ve Mary 1914 yılının Kasım ayında patentini aldı. Buluşu “Backless brassiere” yani sırtı olmayan sutyen idi.
Sutyen imalatçılarının yıldızları parlıyor:
Ancak Mary’nin ticari yeteneği yoktu. Onun sevdiği şey model yaratmaktı. Bu nedenle patentini sattı. Warner Brothers adlı bir Korse Şirketi, Mary’ye 1,500 dolar ödedi. Ve böylece hala piyasanın önde gelen markalarından olan Warner sütyenlerinin ilk temelleri atılmış oldu. Doğrusu Mary’nin sütyen tasarımları Warner’e iyi para kazandırdı.
Sutyenler kadın iç giyimine yepyeni bir tarz getirdiler. Sımsıkı banelleri olan o daracık korseler kadınlar için bir kabus gibiydi. Onların içinde kadınların modern yaşama uyum sağlamaları imkansız olurdu. Ve estetik anlayış giderek değişti. Yenilikler birbirini kovaladı. Sütyen, jartiyer ve naylon çoraplardan oluşan yeni erotizm imajı son derece çekici görünüyordu. Ve kadınlara özgüven veriyordu.
Sutyenler sınırsız bir şekilde çeşitlendi:
Sonra 1920’lerde elastiki kumaşların ortaya çıkması ile sütyen modası neredeyse uçtu. 1930’ larda rahatça giyilebilen ve düşmeyen askısız ve arkasız sütyenler yapıldı. Ayrıca artık beden ve cup standizasyonu da yapılıyordu. Böylece kadınlar tekdüze sipariş sütyenler diktirmekten kurtuluyorlar ve çeşit çeşit model içinden istediklerini seçebiliyorlardı. En sonunda kendilerine gerçekten uyan sutyenlere ve hakikaten çok şık ve rahat çamaşırlara kavuşuyorlardı.
Sutyenlerde “Size” yani "beden"leri icad eden Ida Rosenthal adlı Yahudi asıllı bir Rus göçmeniydi. Onun 1930’larda yarattığı standartlar en ünlü iç giyim markaları tarafından hala kullanılıyor.
Sutyen talebi gün geçtikçe arttı:
20 yüzyıl su gibi akarken, bir dönem düz memeli, oğlan çocuğuna benzeyen bir kadın imajı moda oldu. Bunun üzerine Ida Rosenthal, göğüsleri küçük ve düz gösteren modeller yarattı. Beden çeşitliliği ve standartları sayesinde, imal ettiği sutyenler ergenlikten olgunluğa kadar her yaştaki kadınlara hitap edebiliyordu. 15 yaşındayken sportif sutyenler arayan genç kızlar, yetişkin kadınlar olduklarında farklı modeller talep ediyorlardı. Ama yaşamları boyunca sutyen almaya devam ediyorlardı. Bu bitmez-tükenmez talep, 40 milyon dolarlık Maidenfom sanayiinin sermayesini oluşturdu.
1960 larda, bir ara kadınlar sütyenlerini attılar. Ancak Ida Rosenthal’ın morali kesinlikle bozulmadı. Onun görüşü, “ Biz demokratik bir ülkeyiz. İnsanlar giyinip giyinmemek konusunda özgürdürler ama yaşları 35’i geçince desteksiz göğüsleriyle gurur duymaları kolay olmayacaktır. Yani zaman ve doğa benden yana” cevabını veriyordu. Nitekim dediği gibi oldu. Kadınlar sutyenlere geri döndüler..
Yaşamın her durumu için farklı bir sutyen:
Sutyenler o kadar geliştiler ki, zamanla sadece göğüsleri destekleyen bir çamaşır olmaktan çıkarak, giysilerin vazgeçilmez bir tamamlayıcısı haline geldiler. Yaşamın her durumu ve her imajı için ayrı sutyen stilleri tasarlandı.
Hamileler için ayrı, emziren kadınlar için ayrı, spor yaparken giyilecek özel sutyen tasarımları çıktı piyasaya. İlk atletik sutyenler 1977 de yapıldı. Sonra giderek gelişti. Sutyenler su ve hava yastıkları, vücudu serin tutan gümüş fiberler ve antibakteriyel, ter kokusunu önleyen dokumalarla imal edildiler. Yalnız onlar mı, göğüslerini büyük göstermek isteyenler yada küçük göstermek isteyenler için de modeller ve malzemeler farklılaştı. Askılı elbiseler yada derin sırt dekolteleri, bluzlar yada trikoların altında giyilecek değişik amaçlı tasarımlar çıktı. Evet yaşamın her hali için bir farklı bir sutyen seçeneğimiz var artık.
Gerçi bu özgürlüğe ulaşmak için çok yol katettik ama artık dilediğimiz kadar rahat olabilir ve aynı zamanda güzel görünebiliriz.
Ve her şey bir yana, biz sutyenlere çok alıştık..
Dr. Yasemin F. Amato
NOT: Bu yazıdan yararlanmak istiyorsanız lütfen Dr. Yasemin F. Amato'ya ait olduğunu belirtiniz ve kaynak gösteriniz.

Ya sütyenlerimiz? Hiç merak ettiniz mi, ne zaman başladı bütün bunlar?
Sutyenin öyküsü, bir özgürlük, bir yükseliş, bir yükseltme yada yüceltme öyküsü! Bugün sizinle kadınların o çok özel iç çamaşırları, yani sütyenler üzerine biraz fantezi yapalım. Nasıl olsa saklayacak bir şeyimiz kalmadı. Sutyenlerimizin de yardımıyla göğüslerimizi yiğitçe açarken, bu özgürlüğümüzün ve birer sanat eserine yada teknoloji harikasına dönüşen sutyenlerimizin nasıl ortaya çıktığını gözden geçirelim..
Antik Çağda göğüsler adeta kutsaldılar:
İsa’dan önce 2500’lerde Helenistik kültürlerde kadınlar hala saygındılar. Ve aynı bugünkü gibi insanlar göğüslere hayranlık duyarlardı. Yunan heykellerine bakarsanız, o idealize kadın figürlerinde göğüslerin adeta

Öte yandan Çinde, Moğolistan civarında yapılan bir mezar kazısında, 1000 yaşında bir sutyen bulundu. Yani İ.S. 1000 li yılların başlarına ait. Sütyen altın renginde ipek kumaştan, omuza asılan askıları ve sırta geçirilen bir bandı var..Bu model Avrupa’da ancak 19. yüzyılda görülmeye başlanmıştı. Uzak Doğudan hep böyle ilginç, şaşırtıcı buluşlar çıkıyor.
Güçlü imparatorluklar ayıpları arttırdı:

19. yüzyılda Paris’te esen moda ve özgürlük rüzgarları:
Bu çağda kadınlar kendi haklarının yeniden farkına varmaya başladılar.

1863 yılında korse yerine giyilen “göğüs destekleri” için ilk patentler alınıyordu. Aynı yıl ABD de günümüzdeki sutyenlere benzeyen göğüs destekleri için 1200 patent verildi. Bu gelişme “korseleri atıp sütyen kullanmak modası”nın kapılarını ardına kadar açtı.
Örneğin 1893 yılında Marie Tucek adlı “göğüs destekleme” çamaşırları markasının modeli şöyleydi: Göğüslerin içine yerleştirileceği iki torba yada boşluk, omuzlara askılarla tutturuluyor ve sırtta bir çengelle kapanıyordu. Günümüzdeki sutyenlere oldukça yakın bir çözüm değil mi?
19 yy. daki bir başka gelişme de yapay memelerdi. Önceleri sutyenin

Modern sutyenler ortaya çıkıyor:
Modern anlamdaki ilk sutyenlerin ortaya çıkışı 1913 yılında oldu. Mary Phelps Jacobs adındaki bir kadın, ipek mendiller kullanarak kendine bir sutyen dikti ve onu hafif bağcıklarla boynuna tutturdu. Bu buluş çevresindeki kadınların o kadar hoşuna gitti ki, birçok insan aynısına sahip olmak istedi. Bunun üzerine Mary Phelps Jacobs, yakınlarına sutyen dikmeye başladı. Günün birinde bir mektup aldı. Meçhul bir yabancı, buluşunu satın almak istiyor ve karşılığında yüklü bir para teklif ediyordu.. Mary hemen patronlar çizip gönderdi. Böylece herşeyin yönü değişti. Ve Mary 1914 yılının Kasım ayında patentini aldı. Buluşu “Backless brassiere” yani sırtı olmayan sutyen idi.
Sutyen imalatçılarının yıldızları parlıyor:

Sutyenler kadın iç giyimine yepyeni bir tarz getirdiler. Sımsıkı banelleri olan o daracık korseler kadınlar için bir kabus gibiydi. Onların içinde kadınların modern yaşama uyum sağlamaları imkansız olurdu. Ve estetik anlayış giderek değişti. Yenilikler birbirini kovaladı. Sütyen, jartiyer ve naylon çoraplardan oluşan yeni erotizm imajı son derece çekici görünüyordu. Ve kadınlara özgüven veriyordu.
Sutyenler sınırsız bir şekilde çeşitlendi:

Sutyenlerde “Size” yani "beden"leri icad eden Ida Rosenthal adlı Yahudi asıllı bir Rus göçmeniydi. Onun 1930’larda yarattığı standartlar en ünlü iç giyim markaları tarafından hala kullanılıyor.
Sutyen talebi gün geçtikçe arttı:

1960 larda, bir ara kadınlar sütyenlerini attılar. Ancak Ida Rosenthal’ın morali kesinlikle bozulmadı. Onun görüşü, “ Biz demokratik bir ülkeyiz. İnsanlar giyinip giyinmemek konusunda özgürdürler ama yaşları 35’i geçince desteksiz göğüsleriyle gurur duymaları kolay olmayacaktır. Yani zaman ve doğa benden yana” cevabını veriyordu. Nitekim dediği gibi oldu. Kadınlar sutyenlere geri döndüler..
Yaşamın her durumu için farklı bir sutyen:
Sutyenler o kadar geliştiler ki, zamanla sadece göğüsleri destekleyen bir çamaşır olmaktan çıkarak, giysilerin vazgeçilmez bir tamamlayıcısı haline geldiler. Yaşamın her durumu ve her imajı için ayrı sutyen stilleri tasarlandı.

Hamileler için ayrı, emziren kadınlar için ayrı, spor yaparken giyilecek özel sutyen tasarımları çıktı piyasaya. İlk atletik sutyenler 1977 de yapıldı. Sonra giderek gelişti. Sutyenler su ve hava yastıkları, vücudu serin tutan gümüş fiberler ve antibakteriyel, ter kokusunu önleyen dokumalarla imal edildiler. Yalnız onlar mı, göğüslerini büyük göstermek isteyenler yada küçük göstermek isteyenler için de modeller ve malzemeler farklılaştı. Askılı elbiseler yada derin sırt dekolteleri, bluzlar yada trikoların altında giyilecek değişik amaçlı tasarımlar çıktı. Evet yaşamın her hali için bir farklı bir sutyen seçeneğimiz var artık.
Gerçi bu özgürlüğe ulaşmak için çok yol katettik ama artık dilediğimiz kadar rahat olabilir ve aynı zamanda güzel görünebiliriz.
Ve her şey bir yana, biz sutyenlere çok alıştık..
Dr. Yasemin F. Amato
NOT: Bu yazıdan yararlanmak istiyorsanız lütfen Dr. Yasemin F. Amato'ya ait olduğunu belirtiniz ve kaynak gösteriniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder