1 Ocak 2008 Salı

Başlıca deri hastalıkları

EGZEMALAR, İMPETİGO, UÇUKLAR, SİĞİLLER VE NASIR!

Cilt hastalıklarına çok sık rastlanır. Ancak nedense, insanlar bir cilt doktoruna gitmeyi, pek akıllarına getirmezler. Halk içinde öyle ilginç tedavi gelenekleri vardır ki, bunlar başlı başına bir araştırma veya kara mizah konusu olabilir. Bu alanda şampiyon, siğil tedavisidir. Dermatologlar birçok durumda, hastalığın kendisinden ziyade, tedavi niyetiyle yapılan hataların yol açtığı sorunlarla uğraşmak zorunda kalırlar.

Bu bölümde, en sık rastlanan ve hakkında en çok soru sorulan, belli başlı deri hastalıkları hakkında yararlı bilgiler verilmektedir. Bunlar sayesinde, kimi sorunları önleyebilir yahut giderebilirsiniz. Ayrıca doktora başvurmanız gereken durumları ayırt edebilir veya bulaşıcı olabilecek cilt hastalıklarından korunabilirsiniz.

EKZEMA (DERMATİT)
Ekzema kendini; cildin şişmesi, kızarması, ağrı ve kaşıntı ile gösterir. En sık görülen tipleri; kontakt dermatit, atopik dermatit ve seboreik dermatit ‘tir.

Kontakt dermatit:
Tedavinin ilk basamağı, allerji yapan maddeyi bulmak ve ondan uzak durmaktır.

Kontakt dermatit, cildin herhangi bir tahrişe veya kullanılan bir maddeye karşı gösterdiği allerjik reaksiyondur. Sorun baş gösterdiğinde; cilt kızarır, şişer, kabarıklıklar, yaralar ve kabuklar oluşur. Bu belirtiler bir hafta içinde geçmezse, bir cilt doktoruna başvurmak gerekir.
Kontakt dermatite neden olabilen maddelerin en ön sırasında, evlerde kullanılan temizlik malzemeleri ve deterjanlar bulunur. Konsantre temizlik malzemeleri, pek çok insanda allerjik reaksiyon oluşturur.

Kontakt dermatit’in anlaşılması bazen çok güç olur. En iyisi, ciltte kabarma ve kızarıklık başladığı zaman, evdeki kimyasal ürünleri, temizlik malzemelerini mercek altına almaktır. Biraz dikkat ve deneme ile tepki yaratan ürünü bulmak mümkündür.

Bazen allerji, o insanın işi gereği kullandığı malzemelerden olabilir. Buna “profesyonel dermatit” denir. Bu durumda meslek değişikliği önerilir. Bu mümkün değilse, koruma yolları denenir. Allerjen madde ile direkt temas sınırlanır. Profesyonel allerji en fazla ellerde görülür ve eldiven kullanılması bir çok durumda sorunu ortadan kaldırır.

Dermatit’e yol açan ürünler ve maddelerin tümünü sıralamak mümkün değildir. Ama belli başlı örnekler verilebilir:

 Lanolin
 Lastik
 Krom ve çeşitli metaller
 Sert temizlik malzemeleri
 Deterjanlar
 Sabunlar
 Nikel
 Saç boyaları
 Kozmetik ürünler

ALLERJİ’NİZ, EN SEVDİĞİNİZ TAKILARDAN DA OLABİLİR
Kızartı, ağrı veya kaşıntının nerede oluştuğu, çoğu zaman soruna ışık tutar. Örneğin allerji kulak memesinde ise, akla küpe ve küpenin yapıldığı metal gelir. Kolye takmayı seviyorsanız ve boyunda allerji baş göstermişse, bundan kullandığınız kolyenin sorumlu olduğunu düşünmek normaldir. Bazen bel çevresinde allerji olur. Bu durumda bele temas eden maddelerin ne olduğu sorgulanır. Bu kemer de olabilir, kullanılıyorsa lastikli pantalonları da düşündürebilir. Kimi saat kayışları da el bileğinde allerjiye yol açar. Bu kayışların, deri, metal veya plastik oluşuna göre, allerjen malzeme hakkında, bir yorum yapılabilir.

Kontakt dermatit teşhisi konulduğunda; tedavinin ilk basamağı, allerji yapan maddeyi bulmak ve ondan uzak durmaktır. Ne yazık ki hastalar alışkanlıklarına toz kondurmazlar. Kendilerine eldiven giymeleri tavsiye edildiğinde, başka bir doktora gitmeyi tercih ederler. Dermatologlar bu konuda oldukça dertlidir. Hastaya, önlem almanın ve allerji kaynağından uzak durmanın, her türlü ilaçtan daha etkili olduğunu anlatmayı bir türlü başaramazlar. Hastalar bulaşık yıkarken ve temizlik yaparken eldiven giymektense, kentteki tüm dermatologları ziyaret etmeyi tercih ederler. Bir türlü şifa bulamadıkları için bu defa konu- komşu tavsiyesine başvurup, rastgele ilaçları denemeye başlarlar. Bir tek şeyi yapmazlar, bol köpüklü, güzel kokulu veya damladığı yeri anında ağartan deterjanlarından; kendilerine iyi geldiği kuşkulu olan kozmetik ürünlerden veya sabunlardan vazgeçmezler!

Atopik dermatit
Bebekliğinde bile olsa, atopik dermatit hikayesi olan bir insan, yaşamı boyunca bu konuda hassas olmaya devam eder.

Bu kronik bir hastalıktır. Çoğunlukla bebekler ve çocukluklarda görülür. Belirtileri diğer alerjik cilt rahatsızlıklarına çok benzer. Atopik dermatit’te cilt kızarır, şişer; dirseklerde, dizlerde, el ve ayak bileklerinde, yüzde, boyunda ve göğüsün üst kısmında pullanma ve kızarıklıklar olur.
Bu belirtiler çocuklarda görüldüğü zaman, oyuncaklarına ve odasındaki eşyalara dikkat etmek gerekir. Toz tutabilen ve allerjiye neden olabilen her türlü eşya, halı, yorgan, tüylü bebekler veya boya maddeleri kuşkulu oyuncaklar ortadan kaldırılmalıdır. Atopik dermatit olan çocukların belirli bir diyet de uygulamaları gerekir. Doktor tavsiyesine göre, alerjik olabilecek farklı yiyecekler, mönüden dikkatle çıkarılır.

Atopik dermatit şikayetlerini hafifletmek için antihistamik ilaçlar, gerektiğinde kortizonlu kremler önerilir.

Bebeklerin bu tip sorunları, diş çıkarma ve emekleme dönemlerinde artabilir.Bu allerji, çocuk büyüdükçe hafifler veya geçer. Ancak bebeklikte de olsa allerji hikayesi olan bir insan, daima başkalarından daha hassas olmaya devam eder.

Seboreik dermatit
 Saçtaki kepek ve kaşıntı, seboreik dermatit belirtisi olabilir.


Bu dermatit türü, ciltte sebumun fazla olduğu geniş alanlarda görülür. Bunlara yağlı bölgeler denir. Daha ziyade kafa derisinde olur. Saçta kepek varsa ve kaşıntı yapıyorsa, bu seboreik dermatit belirtisi olabilir. Ayrıca burun kenarlarında, kaşlarda, kulakların arkasında ve içinde, göğsün ortasında ve göbek deliği etrafında da görülebilir.

Seboreik dermatit olan yerlerde, pullanma ve kırmızılık dikkati çeker. Zamanla sarımsı bir akıntı da başlayabilir. Bazen kaşıntılıdır ama çok fazla rahatsızlık vermez. Mevsim değişiklikleri ve stres hastalığın seyrini etkiler. Belirtiler genellikle kış aylarında artar, yaz aylarında azalır.
Bu sorun kolayca kontrol altına alınabilir. Tedavinin en etkili koşulu cilt temizliği, doğru şampuan seçimi ve strese karşı dikkatli olmaktır. Doktor tavsiyelerine titizlikle uymak gerekir.
Seboreik dermatit kafa derisinde olduğu zaman, doktorlar tıbbi şampuanlar önerir. Ancak saç derisinin bir süre sonra şampuana alışabileceğini ve tedavinin etkisiz kalabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Bu nedenle şampuanlar dönüşümlü olarak kullanılır.

İMPETİGO
Bu son derece bulaşıcı, bakteriyel bir cilt hastalığıdır. Her şeyden önce,cildi bol köpüklü sabunlu su ile yıkamak ve devamlı temiz tutmak gerekir.

İmpetigo bakteriyel bir rahatsızlıktır. En fazla çocuklarda görülür. Sonbahar ve yaz mevsimlerinin hastalığıdır. Ciltte böcek ısırığı, çizik veya bir yara olduğu zaman, kolayca bulaşır.
İmpetigo kızarıklık ile başlar, bir süre sonra bal renginde kabuklar oluşur. Sonunda sarımsı renkte bir akıntı yapar. Bu akıntı bakteri yüklüdür ve son derece bulaşıcıdır. Kaşınacak olursa yayılır. Hastalık tedavi edilmezse daha derinlere işler ve bakteriler kan dolaşımına karışır.
İmpetigo ağızdan alınan antibiyotikler ve dışarıdan sürülen pomatlarla tedavi edilir. Sorunlu bölgenin temiz tutulması çok önemlidir. Her şeyden önce, cildi bol köpüklü sabunlu su ile yıkamak ve devamlı temiz tutmak gerekir. Tedavide geç kalınmazsa herhangi bir iz kalmaz.

UÇUKLAR
Herpes- simplex virüsü bulaşıcıdır. Bir kere vücuda girdiği zaman; güneş, rüzgar, soğuk, grip, korku, heyecan gibi birçok vesile ile yeniden “uçuklamak” işten bile değildir.

İnsanın tam da en güzel olmak istediği önemli bir günde, dudağın kenarında bir kaşıntı hissedilir, sonra ufak bir yara belirir! Bu yaranın içi su doludur. İçin için bir kaşıntı başlar. Uçuk birkaç gün sonra kurur ve kaybolur.

Bu uçuklar musallat oldukları insanın yakasını bırakmazlar. Dudağın kenarında her fırsatta yeniden çıkarlar. Uçukların nedeni, “herpes simplex” virüsüdür.

Herpes simplex virüsünün en yaygın türü genellikle dudakta uçuk çıkmasına neden olur. Nadiren yüzde veya diğer bölgelerde de oluşabilir. Virüsün İkinci bir türü de genital organlara yerleşir ve oldukça sıkıntılı uçuklara neden olur.

Herpes simplex virüsü bulaşıcıdır. Dudağınızda uçuk olduğu zaman hiç kimseyi öpmeyin. Özellikle bebeklerin güzel yüzünü. Genital organlardaki herpes-simplex ise oldukça ciddi bir hastalık sayılır ve cinsel ilişki ile bulaşır .

Uçuk sık sık tekrar ediyorsa, vücut direncinin düşmüş olduğu anlaşılır. Doktorlar bu durumda vitamin takviyesi önerebilir. Tedavi için hem ağızdan alınan hem de haricen sürülen ilaçlar kullanılabilir. Uçuklar güneşe maruz kalındığında çıkıyorsa, güneşten koruyucu rujlar sürülerek önlem alınabilir.

Herpes simplex virüsünün, yani uçuk sorununun, henüz kesin bir tedavisi bulunamamıştır. Aşı araştırmaları yapılmakta, lazer ve ozon terapileri denenmektedir.

SİĞİLLER
Halk içinde siğilin tıbbi tedavisi olmadığı yönünde bir inanç vardır. Oysa siğilleri yok etmek için; lazer , koter ve buz tedavisi gibi gayet etkili modern yöntemler uygulanmaktadır.
Siğil, virüsle bulaşan bir cilt enfeksiyonudur ve özellikle çocuklarda çok sık görülür. Daha az da olsa, yetişkinlerin de başına gelir.

Siğillerin çeşitli tipleri bulunur. Genel olarak cilt renginde ve katı dokuludurlar. Ancak bazıları koyu renklidir veya kimisinin yüzeyi düzdür. Siğiller cildin çok değişik bölgelerinde oluşabilir. Ellerde: Ellerdeki siğiller genellikle tırnak kenarlarında ve ellerin üst bölgesinde oluşur.

Ayaklarda:
Ayaklardaki siğiller genellikle topuk bölgesinde olur. Yürüme nedeniyle, süreklibasınç altında olduklarından, bu siğiller düzleşirler. Siğiller pek ağrılı olmaz ama bazen yürüme basıncının yol açtığı sıkıntılar yaşanabilir.
Bu siğiller ayak tabanındaki nasırlarla karıştırılır. Ancak siğilin üstü girintiliçıkıntılıdır ve ortasında siyah noktalar bulunur. Görüntüsü sanki deniz kestanesibatmış gibidir. Bu siyah noktalar, siğili besleyen kan damarlarının görüntüsüdür. Nasır genellikle ayakkabının vurduğu yerlerde olur. Siğiller ise ayağın herhangibir yerinde olabilir ve bir kere başladıktan sonra sayısı giderek artar.

Genital organlarda :
Genital siğillere “Kondiloma” denir. Bunlar cinsel organlarda oluşan yumuşak dokulardır. Anüs kenarında veya vajina içinde meydana gelebilirler. Genelde et benlerine benzerler. Ağrı vermezler ama giderek çoğalırlar. Bu tür siğiller görüldüğünde, zaman kaybetmeden doktora gidilmesi gerekir.

Yüzde:
Yüzde oluşan siğiller, deriden biraz daha kabarık lekeler gibi görünür. Hasta, ‘yüzümde lekeler oluştu’ diyerek doktora gider. Doktor bunların leke değil de siğil olduğunu teşhis ettiğinde, hasta inanmakta zorlanır.

Siğil tedavisi
Halk içinde siğilin tıbbi tedavisi olmadığı yönünde bir inanç vardır. Siğil, muskalara, sülüklere (kan emen kurtçuklar) başvurulan belli başlı hastalıkların başında gelir. Ülkemizin bazı yörelerinde siğili iyileştirmek için üzerine incir sütü sürülür. İncir sütü cildi yakar ve ciddi sıkıntılar yaratır. Bu nedenle doktora koşan hastaların sayısı oldukça kabarıktır. Oysa siğilleri yok etmek için değişik modern tedavi metotları vardır. Lokal olarak uygulanan lazer, koter, buz tedavileri son derece etkilidir.

NASIR
Nasırlaşan cilt, bizi kendine karşı daha nazik davranmaya davet eder !
Nasır aslında bir hastalık sayılmaz. Cilt, belirli bir baskıya veya sürtünmeye maruz kaldığında, kendini korumak için çoğalır ve kalınlaşıp nasırlaşır. Bu oldukça sevimsiz ve can sıkıcı bir sonuç olsa da, derinin iyi niyetli bir savunma tepkisidir. Nasırlaşan cilt, bizi kendine karşı daha nazik davranmaya davet eder. Ama ağrısı ve hoş olmayan görüntüsü ile onu bir baş belası gibi algılarız!

Nasır en yaygın olarak, el ve ayaktaki kemik çıkıntıları üzerinde gelişir. Büyüklüğü genellikle bezelye kadardır. Nasırın ortasında sert bir özü bulunur. Bu öz, derinlere doğru sivri uçlu bir uzantı yapar. Çevresinde geniş ve sarı renkte kalın bir tabaka oluşur. Nasır, üzerine direkt baskı uygulanınca ağrır. Bu ağrı nemli ortamlarda artar.

Nasır çeşitleri
İki çeşit nasır görülür. Bunlar;

 Sert nasırlar, ayak parmaklarının sırtında ve ayak tabanında oluşur.
 Yumuşak nasırlar ise, ayak parmaklarının arasında çıkar.Yumuşak nasır genelde beyazdır. Çoğu zaman mantar hastalığı ile karışır. Bu nasırlar çok ağrılı olur.
Meslek özelliği olarak nasırlar
Bazı meslekler, vücudun değişik bölgelerinde nasırlaşmaya yol açabilir. Örneğin;
 Halterci, kürekçi ve jimnastikçilerin el avuçlarının içinde nasır oluşur.
 Gitar çalanların sol el parmaklarında ve meme bölgesinde nasırlaşma görülür.
 Kemancıların boynunda ve sol ellerinin parmak uçlarında,
 Trompetçilerin dudaklarında,
 Parkeci ve temizlikçilerin dizlerinde,
 Sörf yapanların ayak sırtında olmak üzere, değişik yerlerde ve boyutlarda nasırlar oluşabilir.

Tedavi yöntemleri:
Hafif nasırların tedavisi için, eczanelerde satılan plasterler kullanılabilir. Bunlar %40 oranında salisilik asitle hazırlanır. Nasırın üstündeki kalın tabakayı kazıdıktan sonra, plaster yapıştırılır. İki gün beklendikten sonra çıkarılır ve beyazlaşan deri temizlenir. Bu uygulamaya nasır tamamen geçinceye kadar devam edilir.

Nasırlar durumuna göre; cerrahi yöntemlerle, kriyoterapi veya lazer ile yok edilebilir.

BİZDEN SÖYLEMESİ...
Ciltte kızarıklık, kaşıntı veya hangi bir değişiklik gördüğünüz zaman, en önemlisi onu kaşımamak, ellememek, patlatmamak, kabuklarını çekmemek ve herhangi bir şekilde tahriş etmekten kaçınmaktır.

Diğer bir konu da, tedaviye veya ilaca ihtiyacınız olduğunu hissediyorsanız, bunun için doktora danışmanızdır. Çünkü bölümün başında da belirtilmiş olduğu gibi, dermatologlar birçok durumda, hastalığın kendisinden ziyade, tedavi niyetiyle kullanılan hatalı ürünlerin yarattığı hasarlarla başetmeye çalışırlar.

Öte yandan en iyisini bizzat yapabileceğiniz bir şey de vardır. O da size allerji yapan maddeleri keşfetmektir.

Size tavsiyemiz, sert temizlik malzemelerine karşı daima ihtiyatlı olmanızdır. Bugün bir sorununuz olmasa da, yarın için garanti verebilecek kimse yoktur. Tedbir almak için sorun çıkmasını beklemeyin. Piyasada satılan birçok eldiven çeşidinden birisi, eminim sizin için uygundur. Böylelikle elleriniz, tırnaklarınız da bakımlı kalır. Denemekten ne kaybedersiniz?
İmpetigo, uçuklar hem çok yaygın hem de bulaşıcı cilt hastalıklarıdır. Siğil ise doğrudan doğruya virütik bir sorundur. Bunlardan şüphelendiğiniz zaman, vakit kaybetmeden doktora görünün ve başkalarına bulaştırmamak için elinizden gelen tedbiri alın. Kimseyi öpmeyin, sorunlu bölgelere dokunan giysi, havlu ve kozmetikleri de paylaşmayın. Aynı şekilde, bu hastalıkların belirtilerini başkalarında gördüğünüz zaman da, ihtiyatlı olun.

Dr. Yasemin F. AMATO

NOT: Bu yazıdan yararlanmak istiyorsanız lütfen Dr. Yasemin F. Amato'ya ait olduğunu belirtiniz ve kaynak gösteriniz.

Hiç yorum yok: