11 Mayıs 2008 Pazar

"Uyku" bir güzellik iksiridir..

“UYKU” DOĞANIN YARATTIĞI EN KEYİFLİ ve ZAHMETSİZ GÜZELLİK İKSİRİDİR !

Doğrusunu isterseniz, hiçbir estetik müdahale güzelliğinize uyku kadar yararlı olamaz veya uykusuzluğun sonuçlarıyla baş edemez !

Yaz gecelerini uzatmayı çok seviyoruz. Hava akşamları biraz serinliyor, sokaklar cıvıl cıvıl, kafeler-restoranlar kalabalık, eğlence yerleri ışıl ışıl… İnsanın içinden evine gitmek bile gelmiyor. Sonra gecelerin başka bir keyfi daha var; makyajımız akmıyor, giysilerimiz ter içinde kalmıyor ve şıklığın tadını gönlümüzce çıkarabiliyoruz. Sabah işe gitmek zorunda olmasak ne kadar iyi olacak değil mi? Zaten yazın genellikle çalışanların performansı azalıyor. Bu böyle baştan çıkarıcı bir mevsim işte! Hele hafta sonları ve tatillerde kim korkar sabah kalkmaktan! Gecelerle gündüzler birbirine karışıp gidiyor..

Uykusuz gözler…

Gel gelelim, biraz geç saatlere kadar uzayan bir gece keyfinin sabahında, aynadaki görüntümüz pek parlak olmaz. Ne kadar sorunumuz, ne kadar zaafımız varsa, uykusuz kaldığımızda hepsi ortaya çıkarlar. Gözlerimizin altı torbalanır, morarır, içi kanlanır, kapakları şişer, ağız kenarındaki çizgiler derinleşir, dudaklar büzülür, kuru ciltler gerilir, yağlı ciltler daha fazla yağlanır, rengimiz solar, lekeler artar v.s.

Doğanın ritmi:

Gece uykusunun yerini hiçbir şey tutamaz. Çünkü vücut saatimiz, gündüzleri aktif olmak, geceleri dinlenmek üzere ayarlanmıştır. Tahminen tüm canlılar için bir aydınlık-karanlık ritmi vardır. Birçok çiçek geceleri yapraklarını kapatır, sabahları açılır. Kuşlar güneşin ilk ışıklarıyla birlikte ötmeye başlarlar…Kuşların göç zamanını, üreme mevsimini, hayvanların ne zaman çiftleşmeleri gerektiğini nereden bildiğini hiç merak ettiniz mi? Adeta içlerinde bir takvim ve bir çalar saat çalışır ve gece ile gündüzün ve mevsimlerin ritmine uymalarını sağlar. Bu gizemli döngü beyinlerindeki küçücük bir bezin kimyasal uyarıları sayesinde hiç şaşmadan tekrarlar…

İnsanlarda da beyin epifizi Melatonin adı verilen ve ana görevi vücut saatini ayarlamak olan bir hormon salgılar. Melatonin hava kararmaya başlarken faaliyete geçer ve gece saat 23 ile 03 arasında en üst seviyeye çıkar. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, insana canlılık ve yaşama sevinci veren “mutluluk hormonu” Seratonin’e dönüşür. İnsan iyi ve doyumlu bir uyku uyumuşsa, diğer hormonlar faaliyete geçer ve sabah keyifli uyanmamızı, günümüzü dengeli, huzurlu, aktif, verimli geçirmemizi sağlar. Ve tabii güzel görünmemizi !

Bu denge son derece önemlidir. Geceyi aydınlıkta ve uyanık geçirmek bünyemizi allak bullak eder. Aynı şekilde gündüzleri loş ve karanlık ortamlarda yaşamak veya geç saatlere kadar uyumak da dengemizi bozar. Gün ışığının ve karanlığın hakkını tam olarak vermemiz gerekir.

Gece melekleri iş başında:
Vücudumuz en fazla uyku sırasında iyileşir. Bu nedenle hasta insanların daha uzun saatler uyku uyumaya ihtiyacı vardır. Çünkü;

▪ Uyku bağışıklık sistemini güçlendirir,
▪ Oksidasyonu onarır ,
▪ DNA Hasarlarını onarır,
▪ Hücre yenilenmesini sağlar,
▪ Beyni temizler, dinlendirir,
▪ Zihni güçlendirir,
▪ Testesteron, östrojen ve adrenalin gibi önemli hormonların salgılanmasına yardımcı olur, bizi gençleştirir, cinsel gücümüzü arttırır.
▪ Anti depresanların ana maddesi olan seratonin’i (mutluluk hormonu) yaratır. Neşemizi ve yaşama sevincimizi arttırır, yeni doğan güne umutla başlamamızı sağlar.
▪ Öte yandan stresten kaynaklanan aşırı kortizonu dengeler ve yine stresten kaynaklanan her türlü hasarı onarır.

Melatonin çok güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sistemimizi her şeyden fazla güçlendirir. Diğer anti oksidanlarla sinerjik bir işbirliği yapar ve genel olarak çok daha iyi yaşamamızı sağlar.

Uyku ve melatonin, cinsel yaşamımız için önemli olan hormonların salgılanmasına yardımcı olur.

Bilgisayar başında uzun saatler geçiriyorsanız, bu sizin elektromanyetik alan radyasyonuna maruz kaldığınız anlamına gelir. Uyku size bu konuda da yardımcı olur.

Mışıl mışıl uyumak gibisi var mı?

İnsanı kısa sürede çökertebilen az etken vardır. Bunlardan birisi susuzluksa, diğeri uykusuzluktur. Açlığa da, hareketsizliğe de, alkole de, acıya da, karanlığa da bir süre direnebiliriz ama susuzluk ve uykusuzluk farklıdır…

Kandaki melatonin miktarı insanın gerçek biyolojik yaşını gösteren önemli bir ölçüdür. Henüz ispatlanmamış olsa da, melatonin ile yaşam süremiz arasındaki ilişki araştırılmaktadır. Yaşımız ilerledikçe melatonin üretimi azalır. Bildiğiniz gibi yaşlı insanlar uyku uyuyamamaktan yakınırlar ve çeşitli uyku ilaçları kullanmaya başlarlar..

Ortalama 40-50 yaşlarında beyin epifizinin faaliyeti yavaşlar. Uyku kalitesi bozulurken bir yandan bağışıklık sistemi de zayıflamaya başlar. Önlem alınmazsa, bu gerilemeyi diğer yaşlanma belirtileri ve hastalıklar takip eder. Melatonin takviyesi günümüzdeki en temel anti aging tedavilerinden birisi olmuştur. Bu hormonun doktor kontrolünde kullanımı, bağışıklık sistemini ve yaşam kalitesini etkili bir şekilde yükseltir.

Doğrusunu isterseniz, hiçbir estetik müdahale güzelliğinize uyku kadar yararlı olamaz veya uykusuzluğun sonuçlarıyla baş edemez. Ayrıca bir gün bile uykusuz kalsak, ertesi gün kendimizi iyi hissetmek için keyif verici maddelere ve karbonhidratlara yöneliriz. Bunun sonuçları da malum..

Uyurken güzelleşin:

İnanın uykunuz, tüm kozmetiklerden ve ilaçlardan daha değerlidir! Ondan daha etkili bir şekilde yararlanmak için aşağıdaki tavsiyelerimi dikkate alabilirsiniz:

 Televizyon karşısında veya ışık altında uyuya kalmaktan kaçının. Doğal Melatonin salgısı için karanlık ortamlar gerekir.
 Uyumakta güçlük çekiyorsanız televizyonu “zap” lamak yerine gerilim yaratmayan kitaplar okumayı deneyin.
 Gece yatarken cep telefonunuzu kapatın.
 Uyurken vücudunuzun kendini onarmasına yardımcı olmak için yatmadan önce bir antioksidan alın.

 Gece cildinizi temizlemeyi ihmal etmeyin. Çünkü makyaj yapılsa da yapılmasa da, yüz cildinin günlük birikimlerden arındırılması gerekir. Gün boyunca yüzümüzde öyle çok şey birikir ki;
Tozlar, çevreden gelen kirler, dumanlar, egzos gazları, yemek pişirildi ise veya restoran ortamında yüzümüze yapışan yağlar, ölü keratin pulları, cildin sebum (yağ ) salgıları, ter artıkları ve silinmiş gibi görünse bile, günlük makyaj artıkları (makyaj kalıntıları genellikle yağlıdır) .

 Rimellerinizi daha bir özenle temizleyin. Çünkü temizlemeden yatarsanız, sertleşmiş olan kirpikleriniz kırılır ve bir daha geri gelmeyebilir..
 Jöle kullanıyorsanız, saçınızı yıkamadan yatağa yatmayın. Çünkü jöle ile sertleşen saçlar yastığa sürtündüğünde ve başın ağırlığıyla ezildiğinde kolayca kırılır.
 Son olarak, yatmadan önce yüzünüze besleyici bir gece kremi sürün.
 Huzursuz uyuyorsanız, durmadan sağa sola dönersiniz. Bunun sonucunda yüzünüzde yastık izleri kalır. Bu izler zaman içinde yer edip kırışıklık haline gelirler. Saten bir yastık kullanırsanız izler azalır ama yine de zamanla basınçtan oluşan çizgiler oluşabilir. Vücudunuzun şeklini alan visco yastıklar yüzünüzü korur.
 En iyisi sırtüstü yatmaktır. Sırtüstü uyumak için, seyahatlerde kullanılan ve boyuna takılan şişme yastıkları kullanabilirsiniz. Bunları ortopedik malzeme satılan yerlerde bulabilirsiniz. Böyle bir yastığınız yoksa bir havluyu kıvırarak boynunuzun altına koyabilirsiniz. Bu önlemler hem sağa sola dönmenizi azaltır, hem de omurganızı dinlendirir.
 Diğer bir yöntem ise yastığınızı dizlerinizin altına koyarak uyumaktır. Bu özellikle sırt ve bel ağrılarından sıkıntı çekenleri çok rahatlatır.

Gündüz spor yapmanız, gece daha kolay gevşemenizi sağlar. Birçok insan meditasyonla ve nefes teknikleriyle uykularını düzenlemeyi başarıyor, bunları öğrenebilirsiniz. Uykuya dalmakta güçlük çekiyorsanız, size bir bardak ılık yağsız süt veya kefir içmenizi, yoğurt yahut muz yemenizi öneririm. Kronik uykusuzluğunuz varsa, yada hiç rüya görmüyorsanız, yatmadan önce B6 vitamini ile Kalsiyum ve Melatonin almanız yararlıdır. Uyku öylesine değerli ki..

Tabii ki ara sıra sabahlamanızda mahsur yok ama ertesi gün güzel, enerjik ve neşeli olmak istiyorsanız her şeyden önce uykunuzu almanız gerektiğini biliyorsunuz. Öte yandan uykunun garantisi ise düzen. Yani mümkün olduğunca aynı saatlerde yatıp, aynı saatlerde kalkmak. Ve gece saat 23 ile 03 arasındaki melatonin bereketinden elimizden geldiği kadar fazla yararlanmaya bakın..

Hoşçakalın,

Dr. Yasemin Fatih AMATO

NOT: Bu yazıdan yararlanmak istiyorsanız lütfen Dr. Yasemin F. Amato'ya ait olduğunu belirtiniz ve kaynak gösteriniz.



.

Hiç yorum yok: