20 Şubat 2009 Cuma

Saçlar neden dökülür?

Saç fırçamızda, lavaboda, havlumuzda, yatağımızda, giysilerimizde veya banyoda dökülen saç tellerimizi görünce, hepimizin canı sıkılır. Saçlarımız, hepimiz için çok değerlidir. Uzatsak da, kısacık kestirsek de, toplasak da, açsak da, renk renk boyatsak da, beyazlarını sevsek de, sevmesek de, saçlarını önemsemeyen bir insan tanımıyorum. Bazen kendinden fazlasıyla vazgeçmiş insanlar, gerçekten umursamaz bir tavır içinde olabilirler. Doğrusu şu ki, kendine önem veren herkes, hangi yaşta olursa olsun, saçlarıyla ilgilenir. Seksenli yaşlarında bile kuaföre giden, saçlarına fön çektiren kadınlar; tıraşına, saç modeline özen gösteren erkekler, ne hoş görünürler!

Bir doktor olarak, gönül huzuruyla şunu söyleyebilirim; Biraz saç dökülmesi, esasında saçların canlılığını gösterir. Çünkü yeni, canlı saçların çıkması için ölü saç tellerinin dökülmesi zorunludur. Normal olarak günde 50 -100 tane kadar saç telininin dökülmesi, sağlıklı ölçüler içinde kalır. Ne var ki, saçlar tutam tutam ellerinizde kalmaya başlarsa, alnınızda, şakaklarınızda veya saçlı derinizin başka yerlerinde seyrelme kendini açıkça gösterecek olursa, doktora başvurmanız gerekir. Saç dökülmesi, dermatologların yani cilt doktorlarının alanına girer. Cilt doktorunuz gerekli görürse, sizi başka doktorlara, tetkiklere veya tedavilere yönlendirebilir.

Saçların biraz dökülmesi normaldir, çünkü onlar canlıdır. Yaşam döngülerinde, 2-5 yıl arasında aktif dönemde olurlar. Sonra birkaç gün ara devreye geçerler ve bunu takip eden sürede 2-4 ay kadar dinlenirler.

Aktif dönemde saçlar uzayıp, güçlenirler. Ara devrede ve dinlenme evresinde uzamaları durur. Biz de onların zayıfladığından endişe ederiz. Çünkü saçlarımız cansızlaşır ve uzamamaya başlar. Ama dikkat ederseniz, dökülme görülmez. Birkaç ay sonra, yeniden ve tekrar 2-5 yıl arasında devam edecek olan aktif dönem başlar. İşte o zaman, eski saçlar dökülerek nöbeti yenilerine bırakırlar. Yani hiçbir şey yapmasanız, bakım ürünlerine başvurmasanız bile, bu süre dolduğunda, saçlarımız yeniden aktif döneme geçer ve yeni saç telleri başımızdan fışkırmaya başlar. Bu arada eski saçlar da dökülür. İlginç değil mi, sağlıklı saçlar canlanacakları zaman dökülürler.

Tüm saçımızın % 10 kadarı genelde dinlenme döneminde yaşarlar. Bir saç teli dinlenme dönemindeyken, yanındaki saç teli aktif dönemde olabilir. Bu muhteşem denge sayesinde başımız saçsız kalmaz.

Saçlarımız ayda ortalama 1 santim kadar uzar. Yaz ve ilkbahar mevsiminde uzama hızı artar. Sonbaharda gücü azalır ve hafifçe dökülür. Bütün bunlar kadınlarda ve erkeklerde aynıdır.

Kadınlarda saç dökülmesi;

Kadınlarda saç dökülmesi normal sınırları aştığı zaman, altında sağlık nedenleri araştırılır. Çoğunlukla hormonal değişiklikler, hamilelik, yüksek ateş, dengesiz ve yetersiz beslenme, radyasyon , kemoterapi veya belirli ilaçların alınması, kadınların saçlarının fazla dökülmesine veya kelleşmeye neden olur.

Kadınlarda aşırı saç dökülmesi, sıklıkla hormonal nedenlere bağlı olarak görülür.. Örneğin menapoz saç kalitesinde bir dönüm noktası olabilir ve saçlar gücünü gözle görünür ölçüde kaybedebilir. Bazen doğumlardan sonra saç dökülmesi görülür. Doğuma bağlı tüm değişiklikler gibi bu da geçicidir.

Diğer bir hormon bozukluğu olarak, Tiroid sorunları (guatr) veya büyüme hormonundaki azalma, saçları da etkiler. Saçlar kurur, gevrekleşir ve kırılgan bir hale gelir. Öte yandan yüksek ateşle seyreden hastalıklar, bazı ameliyatlar (özellikle histerektomi), kazalar ve kimi ilaçlar saç dökülmesine neden olabilirler.

Beslenme sorunları saçlarda hemen kendini belli eder. Demir, çinko, bakır, folik asit, B12 ve C vitamini eksiklikleri saç dökülmesine yol açabilir. Özellikle kansızlık saçları fazlasıyla etkiler.

Saç dökülmesinin en önemli nedenlerinden biri de strestir. Özellikle şok karşısında saçların aniden döküldüğü görülür.

Kimi zaman kadınlarda da erkek tipi saç dökülmesine rastlanır . Yani alın ve şakaklar açılmaya başlar. Bu durumda yapılacak ilk iş, vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak ve hormon testleri yaptırmaktır.

Erkeklerde saç dökülmesi:
Ne yazık ki, erkeklerin çoğunun daha elli yaşına gelmeden saçları dökülmeye başlar. Bir erkeğin babası, amcası, dayısı veya dedesinin saçları dökülmüşse, kendisinin bu genetik kodlamanın dışında kalması pek olası değildir. Erkeksi saç dökülmesinin nedeni, erkeklik hormonu olan testesteron’un, bir yan ürünü olan DHT (dihidrotestesteron) dur. Saçlar önce başın ön kısmından ve tepe noktasından dökülmeye başlar, giderek minyatürleşir ve saç derisinin yağlandığı görülür. Bazı erkekler 5 yıl içinde tüm saçlarını kaybederler. Ama genellikle bu süreç 15-20 yıl devam eder. Bu tip erkeksi saç dökülmesine, “Androgenik alopesi” adı verilir.

Androgenik alopesi belirtileri:

 Saç telinde genel olarak incelme
 Başın üst kısmındaki saçlarda incelme
 Saç dökülmesinin artarak devam etmesi
 Baş derisinde saçsız kalan bölgelerin genişlemesi
 Saçın hacminde azalma
 Saç telinin ucunda zayıflama
 Kafa derisinde ve özellikle saçın ön kısmında ve alın bölgesinde yağlanma

İnsanoğlu, çok eskiden beri, saç dökülmesine çare aramaktadır. Ancak ne yazık ki, bu soruna köklü bir çözüm, bulunamamıştır. Gen mühendisliği bu konuda ümit vaat etse de şimdilik orta yaşına gelen erkeklerin çoğu, kellikle karşı karşıya kalmaya devam ediyorlar..

Her şeye rağmen, saç dökülmesi sorununda kendini kanıtlamış ve tıp otoriteleri tarafından onaylanmış, bazı tedavilerden bahsetmek mümkündür. Bunların en başında, Minoxidil ve Finasterid adlı ilaçlar geliyor.

Minoxidil; belirtilere yönelik bir ilaçtır. Damar genişletici olduğu için, saçlı derideki kan dolaşımını rahatlatır ve saç köklerinin beslenmesini sağlar. Böylece küçülen saç folikülleri genişler, incelen saç telleri kalınlaşır. Ancak sonuçları kalıcı değildir. İlacı kestikten 3-4 ay sonra saçlar yeniden dökülmeye başlar.

Finasterid; ise nedenlere yönelik bir ilaçtır. Testesteron hormonunun, DHT’ye dönüşmesine neden olan enzimi etkisiz hale getirir. İlaç kullanıldığı sürece, saç dökülmesi durur, incelmiş saçlar koyulaşır ve kalınlaşır. Ancak ilaç kesildikten bir süre sonra eski belirtiler , eninde sonunda, yeniden ortaya çıkar. Buna rağmen bu süreç son derece yavaştır.

Ancak, Finesterid’in cinsel isteksizliğe, hatta iktidarsızlığa yol açtığından endişe edilmektedir. Bu iddia tamamen asılsız olmasa da abartılıdır. Bu güne kadar, Finesterid kullanan 200 erkekten sadece birinde cinsel isteksizlik görülmüştür. Öte yandan ilaç bırakılır bırakılmaz her şey normale dönmektedir.

Piyasada başka ilaçlar da satılmaktadır. Örneğin Aminoxil (Vichl Loreal), Anagen 3, Fabaolol D, Foltene, Proxiten N gibi ilaçlar, saç dökülmesinin yeni başladığı dönemlerde etkili olurlar.

Doğal tedaviler:
Öte yandan, ginseng, ginko ve yeşil çay gibi bitkiler, baş derisindeki kan dolaşımını arttırarak, saçın uzamasına ve canlanmasına yardımcı olurlar..

Licorice (Glycyrrhiza Glabra) bitkisinden yapılan çaylar, testesteron hormonunun DHT’ye dönüşümünü engeller. Licorice; kapsül, toz ve pastil olarak Avrupa’da satılmaktadır.

Ayrıca erkek tipi saç dökülmesine pygum africanum otu da iyi gelir.Susam yağı, badem yağı, aloe vera, balsam, pumkin çekirdek yağları da saçın uzamasına yardımcı olurlar. Bunların tümü kafa derisine sürülerek kullanılır.

Kozmetik çözümler:
Saç nakli ve saç protezleri gayet kullanışlı çözümlerdir. Erkeklerin saçları genellikle alından ve tepeden dökülür. Kulak arkasında ve ensede çember gibi saçlı bir bölge kalır. Bu tip saç dökülmeleri saç nakli için oldukça uygundur. Özellikle sık dalgalı ve kıvırcık saçlar, baş derisinde hacimli bir görüntü yaratırlar. Böylece saç nakli gayet başarılı bir kamuflaj sağlar. Protez hava ve suyu geçirdiği için yani bir bakıma soluk aldığı için, altında kalan saçlar ve kafa derisi canlılığını kaybetmez.

Ayrıca Saç nakli karmaşık bir işlem değildir, doktor muayenehanesinde bile yapılabilir. Ancak şeker hastalığı, diyaliz gerektiren böbrek rahatsızlığı, karaciğer ya da ağır kalp hastalığı olan kişilerde, göze alınmaz.

Karizmatik keller
Fikrimi söylemem gerekirse, bazı erkeklere kellik yakışıyor. En şık giysi içinde zavallı gibi görünebilen insanlar olduğu gibi, sıfır saçla daha da etkileyici olabilen erkeklerin sayısı az değil. Bütün mesele insanın kendisiyle barışık olmasında ve şeklini taşıma sanatında. Ne dersiniz?

Hepinize kendinizle barışık, sağlıklı günler dilerim.

Dr. Yasemin Fatih Amato

NOT: Bu yazıdan yararlanmak istiyorsanız lütfen Dr. Yasemin F. Amato'ya ait olduğunu belirtiniz ve kaynak gösteriniz.

Hiç yorum yok: